Mahkeme, Türk Patent Kurumu Yeniden Ä°nceleme ve DeÄŸerlendirme Kurulu’nun Nar’ın ‘Hermes’ ismini kullanmasını engelleyen kararını iptal etti.
Nar, “Uluslararası insanlık tarihine mal olmuÅŸ bir kültürel kavramın herhangi bir ÅŸirketin uhdesinde kalmamasını saÄŸlamanın hukuki yolunu ÅŸu an açmış oluyoruz. Marka tescilini gerçekleÅŸtireceÄŸiz” dedi.
Güzelyalı semtinde ikinci el kitap satan 16 yıllık sahaf Ãœmit Nar, 30 Aralık 2021’de ‘Hermes Sahaf’ olan iÅŸ yerinin ismini tescil ettirmek amacıyla Türk Patent Kurumu’na baÅŸvurdu. Sahaflar DerneÄŸi BaÅŸkanı da olan Nar, tescil talebi için beklemeye baÅŸladı. Fransız lüks moda markası Hermes’in Türkiye’deki avukatları, ticari isim ihlali iddiasıyla itirazda bulundu. Türk Patent Kurumu da Nar’ın talebi reddetti. Bunun üzerine Nar, Türk Patent Kurumu’nun kararıyla Fransız lüks moda markası Hermes’e karşı Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı. Davanın 3’üncü duruÅŸması, 29 Haziran’da görüldü. Mahkeme, Türk Patent Kurumu Yeniden Ä°nceleme ve DeÄŸerlendirme Kurulu’nun Nar’ın ‘Hermes’ ismini kullanmasını engelleyen kararını istinaf yolu açık olmak üzere iptal etti.
‘MAHKEME BENÄ° HAKLI BULDU’
2008 yılından bu yana sahaflık yaptığını belirten Ãœmit Nar, Hermes’in sanatçıları koruyan ve insanlarla tanrılar arasında habercilik yapan bir karakter olduÄŸunu söyledi. Nar, “2021 yılının son günlerinde ‘Hermes Sahaf’ markasını tescil ettirmek için patent kurumuna baÅŸvurdum. Süreç iÅŸledi. Ä°ki sene boyunca karşı tarafın avukatları tarafından itirazlar oldu. Patent Kurumu’nun Yüksek Ä°stiÅŸare Kurulu, avukatlık bürosunun itiraz ettiÄŸi 4 baÅŸlıktan 3’ünde beni, 1’inde onları haklı buldu. Haklı buldukları bir nokta benzerlik, karıştırma konusuydu. Oysaki böyle bir benzerlik ya da karıştırma olması mümkün deÄŸil. Bizde Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde Ankara’da dava açtık. Dava 1 yıldır görülüyordu. 3’üncü duruÅŸma, 29 Haziran günü yapıldı. Mahkeme beni haklı buldu ve marka tescilimin yolunu açtı” diye konuÅŸtu.
‘ÇOK BÃœYÃœK BÄ°R KAZANIM’
Marka tescilini almaları için artık önlerinde bir engel kalmadığına dikkati çeken Nar, “Uluslararası insanlık tarihine mal olmuÅŸ bir kültürel kavramın herhangi bir ÅŸirketin uhdesinde kalmamasını saÄŸlamanın hukuki yolunu ÅŸu an açmış oluyoruz. Marka tescilini gerçekleÅŸtireceÄŸiz” dedi. Karşısındaki firmaya marka devi olarak bakmadığını dile getiren Nar, “Elbette büyük, hacimli firma ama bundan 100 sene sonra o firma olmayabilir. Belki 100 sene sonra ben olabilirim. Dünyadaki ekonomik hareketlerin bu kadar kaygan bir zeminde olduÄŸu yerde, bir markayı sanki dünyanın yaratıldığından beri varmış ve sonsuza kadar var olacakmış gibi deÄŸerlendirip, bütün bu marka haklarını o kiÅŸiye vermek zaten baÅŸlı başına yanlış. Ama bu büyük markalar için tanınmış ‘marka’ diye statü var. Bu statü yerel esnafın, küçük esnafın kendi topraklarımıza ait kavramları kullanmasını engelleyen bir içerik taşıyor. Mahkeme kararının bunun deÄŸiÅŸmesi yolunda çok önemli bir adım olduÄŸunu düşünüyorum. Çok büyük bir kazanım olduÄŸunu düşünüyorum. Tam anlamıyla zafer deÄŸil, ama zafere giden yolda çok önemli bir kazanım. Mahkemenin kararı bana bu isim hakkını veriyor. Mahkemede onamış durumda” diye konuÅŸtu.
‘YARGI İÇTÄ°HATLARININ ÖNÃœNÃœN AÇILACAÄžINI DÜŞÜNÃœYORUZ’
Kararı bir zafer olarak deÄŸerlendiren Avukat Hasan Hilmi Güllü ise “Ä°lk derece mahkemesi kararını açıkladı ve sonuç olarak baÅŸvurumuzun kısmen kabulü ile ‘Hermes Sahaf’ markamızın belirli hizmetlerde tescil edilerek kullanılabilmesine karar verdi. Bu kararı, küresel çapta faaliyet gösteren dev markaların ‘Kullanmayacaklarını bildikleri halde kendilerinin faaliyet göstermedikleri alanlarda diÄŸer kiÅŸilerce yapılan marka tescillerine itiraz ederek söz konusu alanlarda faaliyet gösteren gerçek hizmet sahiplerinin markalarını tescil etmelerini önlemek’ ÅŸeklindeki uygulamaya ilk defa ‘dur’ denmiÅŸ olması anlamında bir zafer olarak deÄŸerlendiriyoruz. Bu öncü kararla bir dünya devinin marka tescil kurumunu amacından saptırarak, tescil müessesesinin ruhuna aykırı hareket etmesine kısmen de olsa ‘Dur’ denilmiÅŸtir. Bu karar sonrasında bu tarz dev markaların sürdüregeldikleri ‘agresif marka tescil politikaları’nı sınırlayacak yargı içtihatlarının önünün açılacağını düşünüyoruz” dedi.