Geçtiğimiz yıl ağustos ayında 38 yaşındaki Virginia Giuffre, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in 61 yaşındaki oğlu York Dükü Prens Andrew’ü 20 yılı aşkın bir süre önce kendisine 17 yaşındayken cinsel istismarda bulunduğunu iddia etmiş ve dava açmıştı. Andrew ve Giuffre’nin avukatları, ikilinin mahkeme dışında anlaşmaya vardığını açıkladı.
ANLAŞMAYA VARILDI
Avukatlar tarafından mahkemeye sunulan dosyada, “Virginia Giuffre ve Prens Andrew mahkeme dışı bir anlaşmaya vardılar. Taraflar, Bayan Giuffre’nin anlaşmayı kabul etmesi üzerine, Prens Andrew’in, istismar mağdurlarının haklarını desteklemek için Bayan Giuffre’nin yardım kuruluşuna önemli bir miktarda bağış yapılması konusunda anlaştı” denildi.
Dosyada, “Prens Andrew hiçbir zaman Bayan Giuffre’nin karakterini kötülemeyi amaçlamadı. Onun hem bir istismar kurbanı olarak, hem de haksız kamusal saldırıların bir sonucu olarak acı çektiğini kabul ediyor” ifadeleri yer aldı.
Prens Andrew’in daha önce cinsel istismar suçlamalarıyla hüküm giyen ve daha sonra intihar eden Jeffrey Epstein ile yakınlığından pişman olduğu belirtilen dosyada, “Jeffrey Epstein’ın uzun yıllar boyunca sayısız genç kızı kaçırdığı biliniyor. Prens Andrew, Epstein ile olan ilişkisinden pişmanlık duyuyor. Bayan Giuffre ve diğer mağdurların kendileri ve diğerleri için ayağa kalkma cesaretini takdir ediyor. Prens Andrew, fuhuşa karşı mücadeleyi ve mağdurlarını destekleyerek Epstein ile olan ilişkisinden duyduğu pişmanlığı gösterme sözü veriyor” denildi.
Taraflar arasında varılan anlaşmaya göre, Prens Andrew, Giuffre’ye kamuya açıklanmayan bir meblağda bağış yapacak.
KRALİYET UNVANLARINI KAYBETMİŞTİ
Prens Andrew’ün, hakkında çıkan cinsel istismar haberlerinin ardından tüm askeri unvanları ve kraliyet himayeleri elinden alınmıştı. Buckingham Sarayı tarafından yapılan açıklamada, “Kraliçe’nin onayı ve anlaşmasıyla, York Dükü’nün askeri unvanları ve Kraliyet himayeleri Kraliçe’ye iade edildi. York Dükü herhangi bir kamu görevi üstlenmemeye devam edecek ve davası özel bir vatandaş olarak sürecek” denilmişti.
ABD’nin New York kentinde bulunan Manhattan Federal Mahkemesinde görülen davanın duruşmalarının yıl sonunda başlaması planlanıyordu.